Kahve Konulu Yerli Makale

Merhabalar arkadaşlar;

Denk geldiğim ve sizlerle paylaşmak istediğim bir makale var. Anladığım kadarıyla araştırmacıların alanı İşletme olduğu için konuya işletme tarihi açısından yaklaşarak kurkahveci mehmet efendiyi anlatmışlar. Gastronomik bir bakış açısı olmadığı için kahve çekirdeğinin kalitesi konusundan ziyade biraz daha tarih ve genel kültür yaklaşımıyla bakarsanız ilginizi çekebilir diye düşündüm.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/920326

Ben de direkt akademik gözle okudum İlginç, böyle bir ödev nasıl makale olmuş anlamadım. Dili akademik dile uygun değil, kaynak göstermeler yanlış, amaç, kapsam ve yöntem belirsiz. Kaynaklar yetersiz, yeni ne katıyor literatüre diye sorup sorup durdum. İnternet sitesinden öğrenilebilecek bilgiler çoğunlukla.

gomez' Alıntı:

Ben de direkt akademik gözle okudum İlginç, böyle bir ödev nasıl makale olmuş anlamadım. Dili akademik dile uygun değil, kaynak göstermeler yanlış, amaç, kapsam ve yöntem belirsiz. Kaynaklar yetersiz, yeni ne katıyor literatüre diye sorup sorup durdum. İnternet sitesinden öğrenilebilecek bilgiler çoğunlukla.

Genişletmek için tıkla ...

ben de size tamamen katılıyorum. zaten makale geliş tarihi ve makale kabul tarihi derginin kalitesi hakkında fikir veriyor tabi akademik olarak değil ama kahve genel kültürü açısından hiç yoktan iyidir diye düşünmek lazım

Makalenin bir research makalesi olmadığı ortada o bakımdan yazarların da atomu parçaladıkları gibi bir iddiası yok gibi Direkt yazarları savunmuş gibi oldum, alakam yok ha, sallayabilirsiniz

@Aslanbek doğru diyorsunuz, 15 gün içinde kabul edilmiş muhtemelen editöryel süreçten sonra hakeme gönderilmemiş bir makale.

@kahveyeniden siz de haklısınız, ancak her bilimsel makalenin atom parçalamak gibi bir niyeti yoktur. Bazen küçük bir olay, bazen bir olgu, bazen bir kavram üzerine tartışırsınız ve literatür desteğiyle birlikte yeni bir yorum katarsınız. Örneğin kahve konusunu ele alalım. Kahvenin nasıl "itibar" kazandırıldığı, "tekelleştirildiği" üzerine bir yazı yazabilirim. Bunu daha önce söyleyenler oldu evet ancak benim yorumum Türkiye örneği üzerinden olur, ya da farklı bir perspektifle, farklı düşünürlerin de katkılarıyla zenginleştiririm. Aynı şeyi farklı şekillerde söylerim, aynı hedefe farklı yollardan varırım. Bu da bir şeyler katar literatüre. Bununla birlikte, bir firmanın geçmişini yazmak isteyebilirim. O firmanın Türkiye'deki önemini anlatmak isteyebilirim. Sahipleriyle ilgili bilgiler verip kahvenin "148 yıl önce dükkandan yayılan kokusunu" tasvir etmek isteyebilirim. Bunun için farklı platformlar var. Forumlar, web siteleri, blog sayfaları, twitter, youtube gibi sosyal medya ve mikroblog siteleri, TV-radyo programları gibi platformlar aracılığıyla bu tür manzum yazılar yayımlanabilir. Ancak bilimsel dergi ve bilimsel makalenin içeriği biraz farklıdır, amaç bilime bir şeyler kazandırmaktır. Bilimsel dergilerde çıkan yazılara da dolayısıyla daha farklı gözle ve yüksek beklentiyle bakarız. Ben sadece bu makalede bunu göremedim. Onu belirtiyorum. Yoksa bu bilgi herhangi bir forum sitesinde olsa gayet güzel derlenip toparlanmış tebrik ederim derdim Paylaşmanız da güzel oldu, yanlış anlamayın

@gomez Sizlere hak veriyorum ancak söz konusu dergiyi ara ara takip eden biri olarak akademik araştırmaların başına genelde bu tip öykü vari bir çalışma ekleyen bir tarzı var diyebilirim. Şu husus ta dikkatimi çekti; araştırmacıların alanları dikkate alındığında (muhasebe) bu araştırma konusunu ne doçentlikte ne de profesörlük atamasında kullanamayacaklarını bilerek yaptıklarını tahmin ediyorum. Son yıllarda işletme tarihi alanı ilgi çekmeye başladı, bence değerli ancak işletme tarihimiz çok eskilere dayanmadığından bu konuda galiba ortak bir metodoloji oluşmamış ve genelde söyleşi ile yetinilmekte. Yöntem, geçerlilik, güvenlilirlik vb konularda size katılmakla birlikte bu hususları da dikkate almak gerekir. Kaldı ki sosyal bilimler ile doğal bilimlerin yaklaşımı zaten doğası gereği epeyce farklı hatta sosyal bilimler içindeki farklı disiplinlerin tarzı bile farklılık arz edebiliyor eğer bu pencereden değerlendirdiyseniz. Bu araştırmayı bir tarih bilimci yapsa belki daha tatminkar olabilirdi.

evet işletme bilimine hakim değilim, son zamanlarda böyle bir alanın baş gösterdiğini bilmiyordum. ilklerin pek günahı olmaz o konularda doğru diyorsunuz evet indekslerinin olmamasından ötürü biraz esnek davranıyor olmaları muhtemel. Genelde birkaç bilim dalının kesiştiği alanlar gri ve muğlak kalıyor. Ben de bir sosyal bilimci olarak gözlemlerime dayalı böyle bir şey söyledim, dediğiniz gibi bir tarih bilimcinin ele alması çok daha kuvvetlendirirdi yazıyı.