Bach'ın Kahve Kantatı

Yirgacheffe

Necdet Âgâh
Katılım
8 Kas 2014
Konum
İstanbul
7 yaşımda başlayıp daha sonra bir ara bıraktığım keman çalışmalarıma 13 yaşımda tekrar başlamıştım sıkıca. Vivaldi'nin La Minor konçertosunu sene sonu konserimiz için çalıştığım esnalarda tanışmıştım J.S.Bach'ın "Kaffeekantate BWV 211" kodlu bir tür epik türdeki operası ile.

Ara sıra severek dinlediğim bir eser:

https://www.youtube.com/watch?v=PZk2LYsBIi8
 

Yirgacheffe

Necdet Âgâh
Katılım
8 Kas 2014
Konum
İstanbul
Cevap: Bach'ın Kahve Kantatı

Konuyu hortlatıp bu güzel eseri dinleminize vesile olayım dedim.

Bir de küçük bir parantez açıp Bach'ın Liepzig'de yaşadığı ve çalıştığı dönemde dönemin diğer sanatçıları, yazarları, entellektüelleri gibi sıkça gittiği Coffee Baum'dan söz edeyim dedim. Coffee Baum thirdwave konseptinde değil tam olarak. Ama Almanya'nın ve hatta dünyanın açık ara en köklü cafe'si, zira kuruluşu 1694. Ve müşterileri de oldukça çıtası yüksek insanlar. Bach'ın notalarını yazdığı, Goethe'nin Faust'un ilk satırlarını kaleme aldığı, Wagner'in, Schumann'ın, Starke'ın, Napolyon'un, List'in, Mahler'in ayak sürdüğü, oturup muhabbet ettiği bir cafe. Almanyaya Liepzig'e gidenler mutlaka uğramalı. Bach'ın el yazması notasını oradaki Coffee Baum Museum'da görmeli ve diğer sanatçılara ait birkaç küçük hatırayı.

Bu nedenle thirdwave'e ve light roast'a geçmemek için geçmişlerine yaslanıp, devam ediyorlar.

İşte Bach'ın Kahve Kantat'ı bu cafede oluşmuştur. ve 1732 yılında sahnelenmiştir. Zira o dönemlerde Almanya'da erkeklerin cafe ortamında içtiği kahveyi, kadınlara yasaklama gibi bir sosyal yasak girişimi söz konusuydu. İşte bu eserin bestelenme mantığı bu sosyal soruna bir başkaldırı idi. Zira kızını kahveden uzaklaştırmaya çalışan babaya, kızı cevaben şöyle diyordu Kahve Kantatı'nda:

"Ah, kahve ne tatlı,
binlerce öpücükten daha tatlı,
muscat şarabından daha yumuşak,
kahve, kahve onsuz olamam;
Eğer bana bir şey ikram edecekseniz
ah, o zaman bana kahve veriniz!"

:D



Üstteki video teliften dolayı silinmiş Youtube tarafından.

Bu video Kantat'ın komplesi :

https://www.youtube.com/watch?v=2bKylp6sp0Q



Bu versiyon ise en beğendiğim yorum ve performanslardan biri:

https://www.youtube.com/watch?v=s4PpNlO_ZCs
 
Son düzenleme:

aedemirci

Yeni Kahvesever
Katılım
7 Eki 2016
Cevap: Bach'ın Kahve Kantatı

Çok keyifli bilgiler. Çok teşekkürler....
 

ArslanOZCAN

Yeni Kahvesever
Katılım
17 Mar 2016
Cevap: Bach'ın Kahve Kantatı

Paylaşım için teşekkürler. Bahsettiğiniz cafe kültürüne ben de ilk kez İtalya'da şahit olmuştum. 1700'lerden itibaren Viyana ve Venedik civarında ilk cafe'ler açıldıktan sonra, cafe'ler dönemin aydınlarının sık uğradığı mekanlar haline gelmiş. Venedik'te Cafe Florian ve Roma'da Antico Cafe Greco da benzer şekilde yazarları, düşünürleri ağırlamış ve dediğiniz gibi hala yeni nesil kahve kültürüne geçmemeyi tercih ederek geleneklerine bağlı kalmışlar. İyiki de öyle yapmışlar. Cafe Greco'ya girince orada Goethe'nin Wagner'in Franz Liszt'in kahve içmeye, muhabbet etmeye, birşeyler okumaya geldiğini öğrenince bambaşka duygular hissediyor insan.

Şu an Avrupa'dakilerden bile daha eski cafe'ler İstanbul'da olabilir ve o tarihin tadını çıkarmaya oralara gidebilirdik. Osmanlı motifleriyle süslenmiş, muhtemelen nargile servisi de yapan bir kahvehane de oturmak, turistlerin hayranlıkla gelip ziyaret ettiğini görmek isterdim.
 

Yirgacheffe

Necdet Âgâh
Katılım
8 Kas 2014
Konum
İstanbul
Cevap: Bach'ın Kahve Kantatı

Ben teşekkür ederim [MENTION=1000]ArslanOZCAN[/MENTION]
Hakikaten dediğiniz gibi çok imrendirici. Fakat bizde ne yazık ki, şu aralar, hatta son 150 yıldır yatırım yapılan kafa nargile, az bir oryantal konsept, az bir sedir, kilim vs. Bir de közde kahve. Oldu sana Osmanlı kahve. :confused:

Zamanında İstanbul'un muhtelif yerlerindeki yazarlar kahvesi, müzisyenler kahvesi gibi entellektüel sayılabilecek sanatçı mekanı yok değildi, vardı elbet. Ama o kadar terkedilmişlik ve dikkat kayması yaşıyoruz ki, o mekanlar bile uçtu gitti, yerlerinde bir esen yel kaldı.

Bu açıdan baktığımız zaman imparatorluk bakiyesi ülkelerden biri olarak hakikaten çok eleştirilecek noktadayız.

Almanlar da savaş gördü, Viyanalılar da savaş gördü, Fransızlar da. Ama adamlar buna rağmen değerlerini koruyup yaşatabilirken ve uzun vadeli kültürel yatırımlar yaparken, bizim bundan uzak kalmış olmamız hakikaten kötü.

En son buna benzer değerlerden biri Edebiyat Kıraathanesi'ydi. Ancak onu da gittik bir tatlı firmasına kiraya verdik.
Öncelerin kitap okuyup, şiir mülahasası yaptığı yerde, şimdilerde mide bayram edip, gözler tatlıyla coşuyor.
 

teyyaredenkahve

Kahve Masası ✈️
Yönetici
Katılım
28 Nis 2017
Konum
İstanbul
Son düzenleme:
Üst