Kahve Dükkanları, Dükkanda Bilgisayarla Çalışılmasına Engel Olmalı Mı? (perfect Daily Grind Yazısı)

orkunustel

Kafein Kültür Firma Yetkilisi
Katılım
19 Ocak 2022
Konum
İstanbul
Ülkemizde de örneklerini daha öncelerde görmüştük. Perfect Daily Grind'da aynı konuya değinen bir makale görünce, böyle durumların aslında küresel bir durum olduğuna bir kez daha dikkat ettim. Bir tartışma yaratmak için değil, bu yazıyı paylaşarak iki tarafında birbirini anlaması için konuyu yazdım. Ve böyle düzenlemelerin yerel değil küresel oluşu da aslında Türkiye'de yeme içme sektörünün hem işletmelerce hem çalışanlarca ne boyutta zorlayıcı olduğunu da bir yandan göz önüne çıkartıyor tekrar.

Fikirlerimiz bir yana, yazı bir işletmenin yaptığı düzenlemeleri işletme ölçeği üzerinden değerlendirme yapmamız gerektiğini sunuyor. Ben bu konuda oldukça gri tarafta kalıyorum. Ama işletme ölçeği özelinde işletmeleri değerlendirmek ve anlamak önceliğim benim. Zira Starbucks ve benzeri zincir kahve dükkanları ile mahallede açılmış butik bir kahvecinin sunduğu olanakları bir tutmak çok haksızlık olur. Okuyanların, okumayaların fikirlerini merak ediyorum.

Yazı: https://perfectdailygrind.com/2022/02/should-coffee-shops-ban-laptops/
 

teyyaredenkahve

Kahve Masası ✈️
Yönetici
Katılım
28 Nis 2017
Konum
İstanbul
Gerçekten hassas bir konu ama Türk toplumu olarak yasaklara biraz alerji de var :D O yüzden bizde ters tepebilir :D

Ufak ve az masalı işletmeler için büyük bir sorun. Bir de gerçekten kafeler iş yeri ortamına dönebiliyor. Kendim de bazı günler 1-2 kahve ile sabahtan akşama çalışıyorum. Starbucks bu yüzden hep tercih ediliyor :D

Diğer yorumları merak ediyorum.
 

orkunustel

Kafein Kültür Firma Yetkilisi
Katılım
19 Ocak 2022
Konum
İstanbul
Gerçekten hassas bir konu ama Türk toplumu olarak yasaklara biraz alerji de var :D O yüzden bizde ters tepebilir :D

Ufak ve az masalı işletmeler için büyük bir sorun. Bir de gerçekten kafeler iş yeri ortamına dönebiliyor. Kendim de bazı günler 1-2 kahve ile sabahtan akşama çalışıyorum. Starbucks bu yüzden hep tercih ediliyor :D

Diğer yorumları merak ediyorum.
Yazı da güzel nokta da o, Starbucks'ın sunduğu hizmetlerle yerel kahve dükkanlarının sunduğu hizmetlerin bir tutulmamasını söylüyor işletmeci de. Çünkü işletme ölçeği ve sermayesi aynı ölçeklerde değil. İki tarafında birbirini anlaması namına güzel bir yazı bence.

Ben gri tarafta kalıyorum. Bir yandan müşteri de haklı, keyifli bir ortamda çalışmak isteyebilir doğal olarak. İşletme de haklı, tek kahve ile tüm gün tek masasını kaybeden bir işletme için masrafları çıkartmak dahi zor olabilir. İyi niyet, karşılıklı anlayış tek çözüm.
 

Shepherd

Kahve Masası Fan Club
Katılım
22 Ağu 2020
Konum
İstanbul
Yazının tamamını okuyamadım şöyle bir göz gezdirdim, akşama da bitiririm. Sizin yorumunuzdan alıntıladığım bu kısma fazlasıyla katılıyorum.
Birisi zaten sürekli olarak take-away akışı olan bir yer tek olayı kahve satmak olan bir yer de değil. Başka parametreler de devreye giriyor zincir mağazalarını konuşmak istersek.

Zira Starbucks ve benzeri zincir kahve dükkanları ile mahallede açılmış butik bir kahvecinin sunduğu olanakları bir tutmak çok haksızlık olur.

Türkiye'deki kafe işletmecilerinin, sadece nargile kafeler de değil o süslü püslü, ingilizce isimli elit gözüken kafeler de dahil, büyük bir yüzdesi maalesef hödük. Mottoları hadi kafe açalım, minimum eforla maksimum kar yapalım zihniyeti gözümüze gözümüze sokuldu. Kendileri hödük olduğu için çalışanlarını da hödük yetiştiriyorlar.

Çok güzel bir yazı paylaşmaşsınız, birçok uzun tartışmaya kapı açar. :D Kahve üzerine küresel trendler de ülkemizde yerel kültüre ekleme değil de özentileşme şeklinde oluyor gördüğüm kadarıyla. Erkek egemen çay evi kültürü olan bir ülkeyiz, pub kavramı hiçbir zaman oturmadı en oturuk düzen yine başka bir patriarkik birahane kültürü, bu konu da uzar gider :D

Toparlamak istemiyorum, kafama çok fazla düşünce aynı anda doluyor. Ülkemizle ilgili olumsuz konuşma salgını da var zaten ondan kendimi ne kadar uzak tutmak istesem de, sadece pandemi değil 18 yaşımdan beri karşılaştığım o kadar büyük sorunlar ve birikimler var ki içimde, ve derdinizi anlatacak muhatabınız yok. Hem yiyecek içecek hem de turizm sektörünün de içinde uzun yıllardır çalışan da olarak sadece şunu söyleyebilirim. Laptop yasaklansa da yasaklanmasa da doyumsuzluk ve hödüklük bakii kalacak çünkü yüzsüz müşteri azınlıkken, hödük işletmeci çoğunluk.
 

orkunustel

Kafein Kültür Firma Yetkilisi
Katılım
19 Ocak 2022
Konum
İstanbul
Yazının tamamını okuyamadım şöyle bir göz gezdirdim, akşama da bitiririm. Sizin yorumunuzdan alıntıladığım bu kısma fazlasıyla katılıyorum.
Birisi zaten sürekli olarak take-away akışı olan bir yer tek olayı kahve satmak olan bir yer de değil. Başka parametreler de devreye giriyor zincir mağazalarını konuşmak istersek.



Türkiye'deki kafe işletmecilerinin, sadece nargile kafeler de değil o süslü püslü, ingilizce isimli elit gözüken kafeler de dahil, büyük bir yüzdesi maalesef hödük. Mottoları hadi kafe açalım, minimum eforla maksimum kar yapalım zihniyeti gözümüze gözümüze sokuldu. Kendileri hödük olduğu için çalışanlarını da hödük yetiştiriyorlar.

Çok güzel bir yazı paylaşmaşsınız, birçok uzun tartışmaya kapı açar. :D Kahve üzerine küresel trendler de ülkemizde yerel kültüre ekleme değil de özentileşme şeklinde oluyor gördüğüm kadarıyla. Erkek egemen çay evi kültürü olan bir ülkeyiz, pub kavramı hiçbir zaman oturmadı en oturuk düzen yine başka bir patriarkik birahane kültürü, bu konu da uzar gider :D

Toparlamak istemiyorum, kafama çok fazla düşünce aynı anda doluyor. Ülkemizle ilgili olumsuz konuşma salgını da var zaten ondan kendimi ne kadar uzak tutmak istesem de, sadece pandemi değil 18 yaşımdan beri karşılaştığım o kadar büyük sorunlar ve birikimler var ki içimde, ve derdinizi anlatacak muhatabınız yok. Hem yiyecek içecek hem de turizm sektörünün de içinde uzun yıllardır çalışan da olarak sadece şunu söyleyebilirim. Laptop yasaklansa da yasaklanmasa da doyumsuzluk ve hödüklük bakii kalacak çünkü yüzsüz müşteri azınlıkken, hödük işletmeci çoğunluk.

Hödük demeyelim, estağfurullah. Ama evet işini iyi icra edenlerle iyi icra etmeyenler var. Değerlendirmesini yapmak bana düşmez yine de. İyi olanlar kalır, iyi olmayanlar azalır. Doğal seçilime benziyor süreç serbest piyasa ekonomisinde. biggrin Tabi bu bilinçli müşteri kitlesi ile de doğrudan doğruya alakalıdır. Çalışanlarla ilgili durum bambaşka bir konu ama söyleyebileceğim şey gelirlerin düşük, davranışların ortalama iyi kötü arasında seyrettiğidir. Ve sektörde bu işin bir kariyer değil, gelip geçici bir iş imajını veren de sektördür maalesef. O sebeple bir çok dükkanda üç ila altı ayda bir değişen öğrenci barista var. Eleştiri olarak söylemiyorum bunu isteyen istediği sürede istediği şekilde çalışır elbette. Benim üzüldüğüm konu kahve işinin bir kariyer planı olmaktan uzaklaştırılmasıdır git gide. Elbette ki serbest piyasa ekonomisinde de herkesten misyoner olmasını da bekleyemeyiz. Bahsettiğiniz gibi çok uzun konu, konu konuyu da açar. Mesele bu konu içerisinde değerli görüşleri almak naçizane. :D

Katkınız için teşekkürler.
 

devamiyolda

Yeni Kahvesever
Katılım
19 Şub 2020
Bu konuyu bende çok merak ediyorum.
Bir mekanda 5 - 6 saat oturup bir filtre kahve içerek çalışanlar var. Örnek verelim mekanın 5 masası var. Birisi geldi ve bir masayı 2 saat bile kapatsa burada büyük bir zaman kaybı olur. Mekan o sırada boş oluyordur müsait masalar vardır o zaman durum farklı.
Arada sırada kafede kendi bilgisayarımla çalışıyordum. Sırf bu yüzden ortak çalışma masasını kullanıyordum.

Kafelerin ortak çalışma masalarını kurması buna izin veriyor olmaları anlamını çıkartıyorum.

Ayrıca bir starbucks'a gittiniz diyelim. 10 kişi çalışıyor olsa 10 bilgisayar + telefon ile internet kullananlar oluyor. Sayfa açsan açılmıyor:D Fakat daha küçük ölçekli bir mekanda daha iyi internete sahip olabiliyorsun.:D
 

teyyaredenkahve

Kahve Masası ✈️
Yönetici
Katılım
28 Nis 2017
Konum
İstanbul
Kafelerin ortak çalışma masalarını kurması buna izin veriyor olmaları anlamını çıkartıyorum.
Alanı geniş kafeler bunu yapıyor. Çok da güzel uygulama.

Sanırım burada daha çok butik işletmelerden bahsediyorlar. Bir de mekanın sosyalleşme amacının arka planda kaldığından dem vuruyorlar gibi geldi bana.
 

teyyaredenkahve

Kahve Masası ✈️
Yönetici
Katılım
28 Nis 2017
Konum
İstanbul
Yazının tamamını okuyamadım şöyle bir göz gezdirdim, akşama da bitiririm. Sizin yorumunuzdan alıntıladığım bu kısma fazlasıyla katılıyorum.
Birisi zaten sürekli olarak take-away akışı olan bir yer tek olayı kahve satmak olan bir yer de değil. Başka parametreler de devreye giriyor zincir mağazalarını konuşmak istersek.



Türkiye'deki kafe işletmecilerinin, sadece nargile kafeler de değil o süslü püslü, ingilizce isimli elit gözüken kafeler de dahil, büyük bir yüzdesi maalesef hödük. Mottoları hadi kafe açalım, minimum eforla maksimum kar yapalım zihniyeti gözümüze gözümüze sokuldu. Kendileri hödük olduğu için çalışanlarını da hödük yetiştiriyorlar.

Çok güzel bir yazı paylaşmaşsınız, birçok uzun tartışmaya kapı açar. :D Kahve üzerine küresel trendler de ülkemizde yerel kültüre ekleme değil de özentileşme şeklinde oluyor gördüğüm kadarıyla. Erkek egemen çay evi kültürü olan bir ülkeyiz, pub kavramı hiçbir zaman oturmadı en oturuk düzen yine başka bir patriarkik birahane kültürü, bu konu da uzar gider :D

Toparlamak istemiyorum, kafama çok fazla düşünce aynı anda doluyor. Ülkemizle ilgili olumsuz konuşma salgını da var zaten ondan kendimi ne kadar uzak tutmak istesem de, sadece pandemi değil 18 yaşımdan beri karşılaştığım o kadar büyük sorunlar ve birikimler var ki içimde, ve derdinizi anlatacak muhatabınız yok. Hem yiyecek içecek hem de turizm sektörünün de içinde uzun yıllardır çalışan da olarak sadece şunu söyleyebilirim. Laptop yasaklansa da yasaklanmasa da doyumsuzluk ve hödüklük bakii kalacak çünkü yüzsüz müşteri azınlıkken, hödük işletmeci çoğunluk.
Hödük değil de o konuda bilgisiz ve vizyonsuz diyelim :D Yoksa bu konu ülkenin kanayan yaralarından. Konuş konuş bitmez. Hele de senin gibi turizm, yiyecek, içecek sektörü tecrübesi olan biri nelere şahit olmuştur.
 

PeculiarJukebox

Yeni Kahvesever
Katılım
26 Ara 2018
Normal şartlarda bir müşteri, işletmenin herhangi bir sorunu ile alakadar edilmemeli. Kurallarda açıkça beyan edilmediği sürece istediği kadar oturma ve bilgisayarda çalışma hakkına sahip. Burada kilit olan nokta müşterinin nasıl aksiyon aldığı:
Eğer tek başına gidip rahatlıkla çalışabileceği bir noktaya oturmak yerine bir grubun oturabileceği masayı kaplıyorsa ve burayı saatlerce işgal edip ek bir sipariş vermiyorsa etik açıdan doğru olmaz. Ya işletmeci en başından aksiyon alıp o müşteriyi rahat edebileceği bir noktaya yerleştirebilir ya da en başından yazılı olarak kural koyması gerekir. Kaldı ki (Bazı mekanlarda sıklıkla rastladığım durum) sırf müşteriler bilgisayarla çalışıyor diye işletmeci/çalışan çalışan masaları rahatsız etmeye başlıyorsa bu bambaşka bir durum. Bu rahatsızlık veren hareketleri örnekleyecek olursak, masaların hemen yan tarafında absürt bir ses çıkararak süpürge/paspas yapmak, farklı çalışan göndererek başka bir isteği olup olmadığını sormak(bu self servis olmayan işletmelerde sıklıkla oluyor yalnızca bilgisayarlı müşterilere yapılmıyor) ve en sinir bozucu kısmı olan modeme reset atma hareketi. Bu tip hareketlerle müşterileri rahatsız etmek bir işletmenin kendine yapabileceği en büyük zararlardan biri. Çünkü bu sefer müşteri diğer arkadaşlarına durumu anlatır ve bir arkadaş çevresi olan potansiyel müşteri grubunu kaybeder. Hele yukarıda yazdığım "modeme reset atma" hareketi gördüğüm en sinir bozucu şeylerden biri. Sen yazmışsın Wi-Fi var diye ve müşteri bunu görerek oraya oturuyor. Bilgisayar/Tablet üzerinden işlerini yürütürken bir anda internet kesiliyor ve bu bazen o günkü bütün çalışmasını alt üst ediyor. Istemiyorsan bilgisayarlı çalışan, bunu baştan yazman gerekir. Belli bir bölgede çalışılmasını istiyorsan, bunu baştan yazman gerekir. Belli bir oturma düzeni varsa aklında, müşterinin buna göre hareket etmesini ummadan baştan yazman gerekir.

Bağlamdan koptum kusura bakmayın ama dışarıda çalışmalarını yürüten birisi olarak(Evdeki ortamım müsait olmadığı için mecburiyetten dışarıda çalışıyorum) bu tip minik ama "etkili" hareketler sinir bozucu oluyor. Ben gelmişim içecek siparişimi vermişim tek başıma çalışabileceğim bir köşeye yerleşmişim. Hiçbir zararım da yok ne fazladan sandalye ne de fazladan masa kaplıyorum. Sırf büyük masa işgal etmemek için bilgisayarımın zor bela sığabildiği masalara geçiyorum işletmeyi düşünüp. Yine de zamanında bazı mekanlardan bu tip tepkiler aldım. Demiyorum ki her bilgisayarlı müşteri duyarlı davranıp minimal düzeyde alan işgal ediyor ancak bunun genelleme yapılarak çoğu bilgisayarlı müşteriye yapılması saçma oluyor.

İşletmelerin bu duruma çözüm olarak yapabileceği hareketler gayet basit aslında:
-Bilgisayarla çalışılabilecek alanları önceden belirleyip buraları etiketlemek
-Alan varsa ortak çalışma masası ayarlanıp(Evet Starbucks usulü) bilgisayarlı çalışanları buraya etiketler ile yönlendirmek(Sözlü yönlendirmedense etiketli yönlendirme daha sağlıklı bir iletişim yöntemi. Müşteriyi negatif düşünmeye itmez.)
-Bilgisayarla çalışılması istenmeyen masalara bunu etiketlemek
-Spesifik grup masalarınız varsa bunu da belirtmeniz gerekir tek başına oturulamayacağını

Bütün bunlar yapılırsa herkesin yakındığı duyarsız "kampçı müşterilere" karşı daha sağlıklı çözüm bulunur.

*Yorumumu baştan okudum bazı yerlerde sert çıkmış olabilirim herkesten özür dilerim ancak böyle paylaşmak dışarıda çalışan birinin bakış açısından görünmesini sağlayabilir diye düşünüyorum. Bunu yazarken bile bir dükkanda "kamp" yapmış durumdayım. Gelebilecek olumsuz yorumlara karşı da baştan belirtmeliyim ki bar arkasında da çalıştım sahada da çalıştım. Oturma düzeni konusunda neler yaşandığında bir işletme için zarar olarak döndüğünün farkındayım. O yüzden baştan belirtmediğiniz sürece müşterilere karşı söyleyebileceğiniz çok fazla bir yorum olmuyor.

Eğer yeterince alanınız varsa hem kısa süreli hem de uzun süreli oturan müşteri için, direkt olarak uzun süreli oturacak müşterileri engellemeniz yanlış bir seçim olur. O müşteri uzun süreli olarak otururken orayı benimsemeye başlar ve yeri geldiğinde arkadaşlarını da getirir. Arkadaşları da memnun kaldıktan sonra farklı arkadaşlarını getirir. Böylelikle müşteri sayısında organik bir büyüme sağlamış olursunuz. Direkt olarak "bilgisayar tamamen yasak" ya da "bilgisayar tamamen serbest" demeniz size uzun vadede olumsuz olarak döner.

*tekrar baştan yazmak mantıksız geldiği için başka platformdan yazdığım yazıyı kopyaladım.
 

teyyaredenkahve

Kahve Masası ✈️
Yönetici
Katılım
28 Nis 2017
Konum
İstanbul
Normal şartlarda bir müşteri, işletmenin herhangi bir sorunu ile alakadar edilmemeli. Kurallarda açıkça beyan edilmediği sürece istediği kadar oturma ve bilgisayarda çalışma hakkına sahip. Burada kilit olan nokta müşterinin nasıl aksiyon aldığı:
Eğer tek başına gidip rahatlıkla çalışabileceği bir noktaya oturmak yerine bir grubun oturabileceği masayı kaplıyorsa ve burayı saatlerce işgal edip ek bir sipariş vermiyorsa etik açıdan doğru olmaz. Ya işletmeci en başından aksiyon alıp o müşteriyi rahat edebileceği bir noktaya yerleştirebilir ya da en başından yazılı olarak kural koyması gerekir. Kaldı ki (Bazı mekanlarda sıklıkla rastladığım durum) sırf müşteriler bilgisayarla çalışıyor diye işletmeci/çalışan çalışan masaları rahatsız etmeye başlıyorsa bu bambaşka bir durum. Bu rahatsızlık veren hareketleri örnekleyecek olursak, masaların hemen yan tarafında absürt bir ses çıkararak süpürge/paspas yapmak, farklı çalışan göndererek başka bir isteği olup olmadığını sormak(bu self servis olmayan işletmelerde sıklıkla oluyor yalnızca bilgisayarlı müşterilere yapılmıyor) ve en sinir bozucu kısmı olan modeme reset atma hareketi. Bu tip hareketlerle müşterileri rahatsız etmek bir işletmenin kendine yapabileceği en büyük zararlardan biri. Çünkü bu sefer müşteri diğer arkadaşlarına durumu anlatır ve bir arkadaş çevresi olan potansiyel müşteri grubunu kaybeder. Hele yukarıda yazdığım "modeme reset atma" hareketi gördüğüm en sinir bozucu şeylerden biri. Sen yazmışsın Wi-Fi var diye ve müşteri bunu görerek oraya oturuyor. Bilgisayar/Tablet üzerinden işlerini yürütürken bir anda internet kesiliyor ve bu bazen o günkü bütün çalışmasını alt üst ediyor. Istemiyorsan bilgisayarlı çalışan, bunu baştan yazman gerekir. Belli bir bölgede çalışılmasını istiyorsan, bunu baştan yazman gerekir. Belli bir oturma düzeni varsa aklında, müşterinin buna göre hareket etmesini ummadan baştan yazman gerekir.

Bağlamdan koptum kusura bakmayın ama dışarıda çalışmalarını yürüten birisi olarak(Evdeki ortamım müsait olmadığı için mecburiyetten dışarıda çalışıyorum) bu tip minik ama "etkili" hareketler sinir bozucu oluyor. Ben gelmişim içecek siparişimi vermişim tek başıma çalışabileceğim bir köşeye yerleşmişim. Hiçbir zararım da yok ne fazladan sandalye ne de fazladan masa kaplıyorum. Sırf büyük masa işgal etmemek için bilgisayarımın zor bela sığabildiği masalara geçiyorum işletmeyi düşünüp. Yine de zamanında bazı mekanlardan bu tip tepkiler aldım. Demiyorum ki her bilgisayarlı müşteri duyarlı davranıp minimal düzeyde alan işgal ediyor ancak bunun genelleme yapılarak çoğu bilgisayarlı müşteriye yapılması saçma oluyor.

İşletmelerin bu duruma çözüm olarak yapabileceği hareketler gayet basit aslında:
-Bilgisayarla çalışılabilecek alanları önceden belirleyip buraları etiketlemek
-Alan varsa ortak çalışma masası ayarlanıp(Evet Starbucks usulü) bilgisayarlı çalışanları buraya etiketler ile yönlendirmek(Sözlü yönlendirmedense etiketli yönlendirme daha sağlıklı bir iletişim yöntemi. Müşteriyi negatif düşünmeye itmez.)
-Bilgisayarla çalışılması istenmeyen masalara bunu etiketlemek
-Spesifik grup masalarınız varsa bunu da belirtmeniz gerekir tek başına oturulamayacağını

Bütün bunlar yapılırsa herkesin yakındığı duyarsız "kampçı müşterilere" karşı daha sağlıklı çözüm bulunur.

*Yorumumu baştan okudum bazı yerlerde sert çıkmış olabilirim herkesten özür dilerim ancak böyle paylaşmak dışarıda çalışan birinin bakış açısından görünmesini sağlayabilir diye düşünüyorum. Bunu yazarken bile bir dükkanda "kamp" yapmış durumdayım. Gelebilecek olumsuz yorumlara karşı da baştan belirtmeliyim ki bar arkasında da çalıştım sahada da çalıştım. Oturma düzeni konusunda neler yaşandığında bir işletme için zarar olarak döndüğünün farkındayım. O yüzden baştan belirtmediğiniz sürece müşterilere karşı söyleyebileceğiniz çok fazla bir yorum olmuyor.

Eğer yeterince alanınız varsa hem kısa süreli hem de uzun süreli oturan müşteri için, direkt olarak uzun süreli oturacak müşterileri engellemeniz yanlış bir seçim olur. O müşteri uzun süreli olarak otururken orayı benimsemeye başlar ve yeri geldiğinde arkadaşlarını da getirir. Arkadaşları da memnun kaldıktan sonra farklı arkadaşlarını getirir. Böylelikle müşteri sayısında organik bir büyüme sağlamış olursunuz. Direkt olarak "bilgisayar tamamen yasak" ya da "bilgisayar tamamen serbest" demeniz size uzun vadede olumsuz olarak döner.

*tekrar baştan yazmak mantıksız geldiği için başka platformdan yazdığım yazıyı kopyaladım.
Çok güzel yazmışsınız. Elinize sağlık.
 

hasimsolmaz

Tecrübeli Demleyici
Katılım
24 Ocak 2022
Konum
Istanbul, Turkey
Basit bir kısırdöngü yaşanıyor aslında bu konuda. Hem de global anlamda. Önce mekanı açıyorsunuz ve makalede de belirttği gibi “herkes için keyifli bir oturma alanı alternatifi” ile olabildiğince müşteri çekmek istiyorsunuz ki “yoğun mekan, kesin kahvesi güzeldir buranın” algısı otursun. Sonra bu algı size yeni müşteriler getiriyor ancak tam da burada kısır döngü başlıyor; ilk etaptaki davetkar yaklaşımınızla oturan müşterileriniz mekana ortak oluvermişler. 20liralık bir kahve ile tüm gün mekanınızı “dolu” göstermekle kalmayıp gerçekten dolduruyorlar. Bu kez de “laptop yasak” derseniz pekçok kullanıcı alternatiflerin çok sayıda olduğu bu mecrada sizi kolaylıkla gözden çıkarıyor. Ülkemizde gözden çıkarmakla kalmayıp linç kültürünü aktif edeceklerinden de eminim “falanca mekan bize laptopumuzu kapattırdı, bir daha asla gitmem, siz de gitmeyin” şeklinde.
Çözüm konusunda sevgili Orkun “karşılıklı anlayış” diyerek gönlümü fethetti ve güzel gönlünü mühredip bastı, ancak bu opsiyon bizde maalesef çalışmadı, çalışmaz :D

Bence çözüm internet erişimini fiş üzerindeki kodla sınırlı tutmak. Misal, fiş altındaki kuponla 1-2 saat ücretsiz internet erişimi vermek. Daha uzun süre çalışmayı planlayan bir müşteri filtre kahve peşinden bir öğlen atıştırması da planlayabilir, bu da hem işletme giderlerine bir nebze olsun katkı sunarken bir fincanla koca günü geçirmeyi planlayan kişileri de uzak tutacaktır. Yeni Wi-fi şifresi isteyenlere de -ilk şifrelerini kullandıklarını bilseniz bile- “fişinizin altında bulacaksınız” diyerek olası barista-müşteri diyaloglarının da kibarca ve biraz da aptala yatarak geri çevirmek mümkün olabilir.

Olabilir diyorum, bizim ülkede herşey mümkün. Hele ki benim gibi yeme içme sektöründe hiç çalışmamış biri için olası senaryoları tahmin etmek bile güç.
 

teyyaredenkahve

Kahve Masası ✈️
Yönetici
Katılım
28 Nis 2017
Konum
İstanbul
Basit bir kısırdöngü yaşanıyor aslında bu konuda. Hem de global anlamda. Önce mekanı açıyorsunuz ve makalede de belirttği gibi “herkes için keyifli bir oturma alanı alternatifi” ile olabildiğince müşteri çekmek istiyorsunuz ki “yoğun mekan, kesin kahvesi güzeldir buranın” algısı otursun. Sonra bu algı size yeni müşteriler getiriyor ancak tam da burada kısır döngü başlıyor; ilk etaptaki davetkar yaklaşımınızla oturan müşterileriniz mekana ortak oluvermişler. 20liralık bir kahve ile tüm gün mekanınızı “dolu” göstermekle kalmayıp gerçekten dolduruyorlar. Bu kez de “laptop yasak” derseniz pekçok kullanıcı alternatiflerin çok sayıda olduğu bu mecrada sizi kolaylıkla gözden çıkarıyor. Ülkemizde gözden çıkarmakla kalmayıp linç kültürünü aktif edeceklerinden de eminim “falanca mekan bize laptopumuzu kapattırdı, bir daha asla gitmem, siz de gitmeyin” şeklinde.
Çözüm konusunda sevgili Orkun “karşılıklı anlayış” diyerek gönlümü fethetti ve güzel gönlünü mühredip bastı, ancak bu opsiyon bizde maalesef çalışmadı, çalışmaz :D

Bence çözüm internet erişimini fiş üzerindeki kodla sınırlı tutmak. Misal, fiş altındaki kuponla 1-2 saat ücretsiz internet erişimi vermek. Daha uzun süre çalışmayı planlayan bir müşteri filtre kahve peşinden bir öğlen atıştırması da planlayabilir, bu da hem işletme giderlerine bir nebze olsun katkı sunarken bir fincanla koca günü geçirmeyi planlayan kişileri de uzak tutacaktır. Yeni Wi-fi şifresi isteyenlere de -ilk şifrelerini kullandıklarını bilseniz bile- “fişinizin altında bulacaksınız” diyerek olası barista-müşteri diyaloglarının da kibarca ve biraz da aptala yatarak geri çevirmek mümkün olabilir.

Olabilir diyorum, bizim ülkede herşey mümkün. Hele ki benim gibi yeme içme sektöründe hiç çalışmamış biri için olası senaryoları tahmin etmek bile güç.
Yorumlarına tamamen katılıyorum.

Özellikle "karşılıklı anlayış" kısmı :D Maalesef bizde çalışmıyor. Kişiler arasında çalışsa bile, işletme ve kişiler arasında maalesef çalışmıyor.

Kendim de bazen bu şekilde kafeleri kullanan biriyim ama butik işletmelerde, tanıdığım yerler bile olsa, rahatsız oluyorum. O yüzden zincir kafeleri tercih ediyorum. Çünkü gözler sizi takip etmiyor. Gelen kişiler de tamamen bu kültüre alışık. O yüzden rahat hissediyorum. Bir insan rahat hissetmediği yerde zaten uzun süre oturmaz.

Sunduğun seçenekler aslında en mantıklı çözümler gibi duruyor. Mesela Starbucks daha önce tuvalet için fiş altında kod veriyordu. Bu sayede herkes kafasına göre girip çıkamıyordu. Bu da benzer bir suistimali önlemek amacıyla uygulamaya koyulmuştu. Limitli internet şifreleri ile belli bir yere kadar karşılıklı denemeler yapılabilir.

İşletme açısından laptop açmayın demek gerçekten kötü bir şey.

Araştırma yurtdışında yapıldığından, sanırım rahatsız oldukları konu insanların uzun süre oturması değil de kafelerin sosyalleşme alanlarından ziyade kütüphane tarzı yerlere dönüşmesi. Bu da üzerinden düşünülmesi gereken bir konu.
 
Üst