PisMoruk
Tebrikler - Rütbeni Kendin Seç?
- Katılım
- 5 May 2024
Benzer derdi olanlara fikir vermesini umalım.
Yoksa kime ne; adamın teki oğlunun odasına üç beş bi şey yapmış işte...
Neyse.
Sıpa bey büyüdükçe, gerek boyu, gerek yaşı ile birlikte gereksinimleri de büyüdü. Birincilleri, evin hanzo babası şapkamı takıp "ben ağğnamam aga, eğitimci sensin, ellerinden öper" minvalinde lakırdılarla, iç işlerine sattım. Eh; ooolm ders çalış, bilsem programı ile okul çakıştı naapsak, zibilyonuncu denemede bilmemne dersinin falanca ve filanca sorularında niye zortlamışın, falanca yayınevi mi basar filanca mı, geçen seneki fistanca yayınevinin kitaplarının yarısını çözmedi bu, Ferdanenin oğluna mı verelim Dürdanenin kızına mı (ziyağğğn olmasın kitaplar), acıbağ bu sene tayyaerciliğe göndersek mi göndermesek mi, salıtesi akşam etüdü ile dersanenin selbeş çalışma saati çakıştı, n'apsak n'etsek gibi gibi gibi sorunların çözümüne pek bulaşmasam da, gardrobun eeeen dibine gömdüğüm ama püskülü hep görünen mimar şapkam bu yaz biraz başıma iş açtı.
Dedik ya, gereksinimler büyüdü. Bunlardan biri de kişisel alan. Aaa, açılın bakiim, benim konum. En son salonun ve salon masasının üstünün bomba patlatılmış doğu beyruta döndürüldüğünü görünce (ki o masa da 1 ay toplanmayınca), içimdeki Porof Zihni Sinir sinsi sinsi çalışmaya başladı. Çocuk haklı, 100x65 santimlik, pencere ile kolon arası nişe sıkışmış bir çalışma masasının üstünde kitap mı açsın, laptop mu. Tabi arada bi direksiyon da bağlayıp ETS2, bii'men ci dürtmek lazım. Ya bir de abidik ve gubidik, bi o kadar da fantastik elektr(on)ik projeleri için (kabul, bana saçma salak ve komik gelse de onun için bunlarla uğraşmak çok önemli) devre hazırlamak, lehim mehim yapmak gerekirse...
Peki napacaz? Oda düdük kadar, sorunu dışarıda çözmek ise başka sorunlar yaratıyor.
"Ooluşum şimdilik mutfak masasında çalış, sonna işin bitince güzeeelce topla, e mi benim güzel oolum."
Eee buba ee.
Hee yersen. Gecenin ebesi olmuş, o bebe o masayı toplacak hee mi? Bekle; gelir son otobüs yarım saate.....
Salon masasının cenazesi hala kaldırılmadı. Koktu mevta koktuuuu.
Aha oda bu.

Bu düdük kadar odada ne yaparız da nasıl çözüm üretiriz.?
Çizim skeç mkeç ama elle olabilecek kadar da ölçekli bu arada.
Düşün düşün düşün düşün.............
En son pes edip üst kattaki alet edevat ve yayıntı odamdan vazgeçip, içim yana yana odayı sıpa beye tahsis etmeye karar vermişkene, bir anda bu cümlenin içinde geçen "üst kat" söz öbeği, sinapslar arasında seri ve bir o kadar garip bir salvoya sebep oldu.
İçimdeki Porof Zihni Sinir uyanmış, kulağıma fısıldamaktaydı: "Madem Türksün, yap da ürksün"
Ha... Ne... Türk... Yap... Yap işlet devret... Mütayit...
tu bii kontinyud (gidem 3-5 açılı çektirme bağlayem madem, devam ederiz geyiğe)
Yoksa kime ne; adamın teki oğlunun odasına üç beş bi şey yapmış işte...
Neyse.
Sıpa bey büyüdükçe, gerek boyu, gerek yaşı ile birlikte gereksinimleri de büyüdü. Birincilleri, evin hanzo babası şapkamı takıp "ben ağğnamam aga, eğitimci sensin, ellerinden öper" minvalinde lakırdılarla, iç işlerine sattım. Eh; ooolm ders çalış, bilsem programı ile okul çakıştı naapsak, zibilyonuncu denemede bilmemne dersinin falanca ve filanca sorularında niye zortlamışın, falanca yayınevi mi basar filanca mı, geçen seneki fistanca yayınevinin kitaplarının yarısını çözmedi bu, Ferdanenin oğluna mı verelim Dürdanenin kızına mı (ziyağğğn olmasın kitaplar), acıbağ bu sene tayyaerciliğe göndersek mi göndermesek mi, salıtesi akşam etüdü ile dersanenin selbeş çalışma saati çakıştı, n'apsak n'etsek gibi gibi gibi sorunların çözümüne pek bulaşmasam da, gardrobun eeeen dibine gömdüğüm ama püskülü hep görünen mimar şapkam bu yaz biraz başıma iş açtı.
Dedik ya, gereksinimler büyüdü. Bunlardan biri de kişisel alan. Aaa, açılın bakiim, benim konum. En son salonun ve salon masasının üstünün bomba patlatılmış doğu beyruta döndürüldüğünü görünce (ki o masa da 1 ay toplanmayınca), içimdeki Porof Zihni Sinir sinsi sinsi çalışmaya başladı. Çocuk haklı, 100x65 santimlik, pencere ile kolon arası nişe sıkışmış bir çalışma masasının üstünde kitap mı açsın, laptop mu. Tabi arada bi direksiyon da bağlayıp ETS2, bii'men ci dürtmek lazım. Ya bir de abidik ve gubidik, bi o kadar da fantastik elektr(on)ik projeleri için (kabul, bana saçma salak ve komik gelse de onun için bunlarla uğraşmak çok önemli) devre hazırlamak, lehim mehim yapmak gerekirse...
Peki napacaz? Oda düdük kadar, sorunu dışarıda çözmek ise başka sorunlar yaratıyor.
"Ooluşum şimdilik mutfak masasında çalış, sonna işin bitince güzeeelce topla, e mi benim güzel oolum."
Eee buba ee.
Hee yersen. Gecenin ebesi olmuş, o bebe o masayı toplacak hee mi? Bekle; gelir son otobüs yarım saate.....
Salon masasının cenazesi hala kaldırılmadı. Koktu mevta koktuuuu.
Aha oda bu.

Bu düdük kadar odada ne yaparız da nasıl çözüm üretiriz.?
Çizim skeç mkeç ama elle olabilecek kadar da ölçekli bu arada.
Düşün düşün düşün düşün.............
En son pes edip üst kattaki alet edevat ve yayıntı odamdan vazgeçip, içim yana yana odayı sıpa beye tahsis etmeye karar vermişkene, bir anda bu cümlenin içinde geçen "üst kat" söz öbeği, sinapslar arasında seri ve bir o kadar garip bir salvoya sebep oldu.
İçimdeki Porof Zihni Sinir uyanmış, kulağıma fısıldamaktaydı: "Madem Türksün, yap da ürksün"
Ha... Ne... Türk... Yap... Yap işlet devret... Mütayit...
tu bii kontinyud (gidem 3-5 açılı çektirme bağlayem madem, devam ederiz geyiğe)