Kahve Insan Gibidir....

drroaster

Firma Yetkilisi
Katılım
4 Nis 2021
Konum
Manisa
Kahve insan gibidir…

Olgunlaşmış bir meyve dalından koparılır, kabuğundan çıkarılarak yıkanır ve birkaç günlüğüne kendi haline (fermentasyona) bırakılır.

Çekirdek, arta kalan iç kabuklar ayrıldıktan sonra doğrudan güneş ışığı almayacak şekilde bekleyip kurumalıdır.

Dışı kuruyan ama iç kısmı hala nemli olan taze ve canlı çekirdek ılık suda bekletilip çimlendirme torflarının yüzeyine ekilir.

Üzeri ince torfla nazikçe kapatılan çekirdek adeta ana rahmindeki embriyo gibidir. Nemini koruması ve hayata tutunması için 2.5 ay boyunca sulanır. (Bu süre 6 ayı da bulabilir.)

Aylar sonunda çimlenip minik yeşil başını topraktan dışarı çıkaran kahve çekirdeği daha genişçe bir yatağa alınır.

Sağlıklı bir fide haline gelmesi için bir 3-4 aya daha ihtiyacı vardır. 3-4 belki 5 ay sonra çekirdeklikten kurtulup ilk yapraklarını büyütmeye başlar.

Saksıdaki hayatını 9 aya tamamladığında artık daha çok kökü ve daha gür yaprakları vardır. Karşıdan baktığınızda o artık bebek bir kahve ağacıdır. Artık koca bir dünya sandığı saksıdan ayrılma vakti gelmiştir. Tıpkı bir insan gibi…

Mutlu bir ağaç olması için öncelikle yüksek mi yüksek, ne soğuk ne sıcak, mümkünse nemli ve gölgeli, rüzgarlardan korunaklı bir yere dikilmelidir. Bir çocuk gibi hassas olduğu için tek başına bırakmaya gelmez yetişkin ağaçların, gölgeli çalılıkların gözetiminde olmalıdır daima.

Dikildiği toprağın zenginliği ve çevresinin bitki çeşitliliği nisbetinde kaliteli, lezzetli ve aromatik bir kahve ağacı olarak büyür. Toprağının vitaminini mineralini eksik etmemek, bol bol sulamak, delikanlılık çağında dallanıp dellenince budamak gerekir.

İki yaşına doğru ilk çiçeklerini açar hatta meyve vermeye bile çalışır. Bu ilk girişimler başarısız olsa da geleceği hakkında ipuçları vermektedir. 5-6 yaşlarında ilk meyvelerini veren genç kahve ağacı 9 yaşına geldiğinde artık yetişkindir ve tam verime ulaşmıştır.

Çocukluğundan beri yetiştiği çevrede ne varsa özümsemiş, içselleştirmiştir. Gördüğü, duyduğu, kokladığı, hissettiği ne varsa meyvesine koyup bize sunar. Kakao, mango, ananas, çilek, ahududu, böğürtlen, yaban mersini aklınıza ne gelirse… Bununla kalsa iyi! Yetiştiği gölgelikler epey şenliklidir içerken kulak verirseniz duyarsınız cennet kuşu, kakadu, tukan, envai çeşit papağan…

20 yaşına kadar en verimli çağlarını yaşayan kahve ağaçları genellikle 30-40 yaşlarına kadar yaşarlar ama aralarında 80 yaşını geçen hatta 100 yaşını gören pîr-i fânîler bile vardır.

Kahvenin “kısa” hikayesi böyle…

Biz bu hikayenin neresindeyiz?

Bin bir çile ve emekle belki düzinelerce parametrenin mucizevi bir şekilde bir araya gelmesi ile yetişen kahve ağacı yılda ortalama 4-5 kilo meyve verir. Bu meyvelerin sadece 1 kilosundan kahve çekirdeği elde edilir. Kahvenin bir ağaç olarak elinden gelenin en iyisini yaptığı aşikâr. Sonunda iyi bir kavurucu ve demleyicinin gayretiyle verdiği emek taçlandırılır. O artık fincandadır. İçtiğimiz her fincanda bu işe yıllarını vermiş yetişkin bir kahve ağacının ve geçimini ona bağlamış kahve emekçisinin kutsal alın teri vardır.

Kahve insan gibidir. Herkes benzerini sever ve belki de kahve ile karşılıklı muhabbetimiz bu yüzdendir. Hâsılı iltifata şayan bir metadır, su gibi azizdir, önünde saygıyla eğilmek gerekir.

Sabredip buraya kadar okuduysanız 72 milletin ortak noktasında buluştuk demektir.
Selam ve muhabbetle...
 

Oguzhan

silinmiş kullanıcı
Katılım
20 Ocak 2022
Maşaallah. Bir vakit de içinizden gelirse; dalından koparılıp harman edilen, gurbete gönderilen, oradan oraya savrulan, ateşlerle kavrulan çekirdeğin hikayesini yazarsanız, şahsen okurum.giggle:
 
Üst